6 Ocak 2012 Cuma
Belki de en güzeli böyle..
Merhaba canım blogdaşlarım! Uzun zamandır yazmıyordum değil mi? Beni unutmadınız umarım ki..
Neyse, unutmamış olmanızı dileyerek konuya giriyorum.. Bu yazımda haddim olmayarak size biraz öğütte bulunup yakınacağım..
Başlayalım mı?
Haydi...
Bu aralar en çok düşündüğüm şey, insanların arzularının, hissettiklerinin, özlemlerinin zamanla değişmesi..
Ya da çevresindekilerin böyle olduğunu düşünmesi..
Bakın mesela, beğenilerin zamanla değişmesi çok mantıklı bir şey bana göre. Fakat insan bunu anlayınca bazen, iş işten geçti mi diye düşünüp, üzülmüyor da değil..
Misal, zamanında çok sevdiğiniz bir sanatçıyı artık sevmiyor olabilirsiniz, ya da bir aktiviteyi, bir kitabı..
Ve o "artık sevmeme" zamanına geldiğinizde, arkanıza dönüp bakınca eğer geçmişte sevdiğiniz halde bazı şeyleri yapmamışsanız büyük üzüntü duyuyorsunuz..
Çünkü siz bir şeyi seversiniz, hatta tüketmeden, tadında seversiniz.. Sonra birileri gelir ve sizin bitmesinden korktuğunuz bir güzelliği hunharca savurur, son damlasına kadar tüketir, basitleştirir.. Bu sıradanlığa kurban giden şeyleri de zamanla sevmemeye başlarsınız, ama geriye dönüp bakınca o çok sevdiğiniz şeye dair bir anı göremiyorsanız, işte sizin beğenileriniz geçerken, tüm büyü de kaçıp gitmiştir.. Çünkü onu bir daha eski dozunda sevme şansınız olmaz belki de.. Ve elinizdeki fırsatı kaçırmış olma ihtimaliniz buna bağlı olarak çok yüksek olur..
Bu yüzden size öğüt ya da öneri her neyse ondan bulunmak istiyorum..
Sevdiğiniz şeyleri başkaları elinizden alıp tüketmeden siz işleyin kendi içinize.. Çünkü bir bakarsınız büyümüşsünüz, hatta yaşlanmışsınız ve eski heyecanında değil çoğu beğeniniz, sempatiniz..
"Her şeyi zamanında yaşamak" derler ya hani.. Eskiden her ne kadar bu cümleyi geçiştirmiş ya da önemsememiş olsam da, şimdi öyle iyi anlıyorum ki.. Siz de zamanı geçmeden anlayın ve yaşayın hissettiklerinizi!
13 yaşındasınız ve okuldan mı kaçmak istediniz? Kaçın! Çünkü 20 yaşınıza geldiğinizde bunun bir anlamı ya da heyecanı kalmayacak..
17 yaşındasınız ve çok sevdiğiniz bir grubun konserine mi gitmek istediğiniz ? Hemen gidin, deli gibi eğlenin.. Çünkü 30 yaşınıza geldiğinizde "o çok sevdiğiniz grubun" sizin için eskisi kadar büyüklüğünde önemi kalmayacak.. O konsere yine gideceksiniz belki evet. Ama 17 yaşındaki heyecanınızla değil..
Bunlar basit ve sıradan örnekler fazlasıyla.. Ama biliyorum ki siz benim "esasen" neyi kastettiğimi çok iyi anladınız..
Ve tam bu esnada fikir ayrılığı yaşadığım konu da oluyor tabii..
Çünkü beğeniler, zevkler her ne kadar zamanla değişse de, insanın içinde hissettiği şeyler öyle çabuk ve fazlaca değişemez bana göre.. Çünkü beğeni ya da ilgi bir "an"a aitken, insanın içinde yaşadığı bir takım hisler daha kavramsaldır..
Çünkü insan bir şeyi hisseder, bağlanır ve zamanla bir takım şeyler değişime uğrasa bile o içeride bir yerlerde kalan his değişmez.. Tıpkı ateşin içinde yanan küçük bir kor gibi.. Belki alev çıkartmaz ortaya durduk yere ama içten içe yanar usul usul ve güçlü bir rüzgar estiğinde aleve dönüşmemesi için de bir neden olmaz..
Bu yüzden beğenilerin değişmesiyle insanın içindeki hislerin değişmesini asla bir tutamam ve karşı çıkarım..
Ama yine de son olarak diyeceğim şudur ki; sevdiğiniz şeylere öyle sıkı tutunun ki, başka bir şeyin bunu tüketmesine müsaade etmeyin.. İçinizdeki o kor hep yansın en usulluğuyla, en görünmezliğiyle olsa bile.. Yeter ki bir gün onun, bir şekilde büyük alevler de doğurabileceğine inanın... Hayatı yakalayın..
Sevmekteyim hepinizi..
Bu güzel şarkıda benden gelsin size, huzurla dolun.. "tıkla o zaman"
Cut!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
çizgi filmlerin bazıları bana çocukkenki kadar güzel gelmiyo. Saçma gibi ama zamanında ne izlerdik diyorum.
YanıtlaSilinsanların tüketici hallerini bence çok çok güzel eleştirmişsin nil'cim :)
YanıtlaSilşarkıya da bayıldım!
YanıtlaSilKısaca Fd, bahsettiğin de kesinlikle bunlardan bir tanesi.. :)
YanıtlaSilMia, canım, özledim seni ya! :) teşekkür ederim! :) ve şarkıyı beğenmene sevindim, hüzün ve huzuru bir arada yaşatıyor bu parça bana..
Anlattıklarını anladığımı belirtir, aslında senin de iki görüşe sahip olduğun ve aslında ikisinin de doğru olduğunu söylemek isterim Nil'cim.
YanıtlaSilEvet bazı şeyler anında yapılması, zaman geçmeden, arzu körelmeden, heyecan yitip gitmeden... Bir yandan da kesinlikle o ateş gerçekten güçlü bir kıvılcımla ateş aldıysa sönmez kolay kolay.
Bazen durumun parametreleri bizim elimizde olmaz, bu yüzden biz yeter ki istekli olmaya devam edelim diyerek sanırım diyeceklerimi bitirebilirim.
Mutlu kal ;)
Fazlasıyla kişisel. Ben hep kararlarımı ani vermişimdir. Hiç bir zamanda verdiğim kararlar ile pişmanlık yaşamadım ve arkama bakıp birşey söylemedim.
YanıtlaSilAni karar vermek ve hayata dikiz aynasıyla devam etmek değilde önüne bakarak devam etmek lazım. Dikiz aynasına bakarak araba kullanırsa insan kaza yapar.
Burcu, teşekkür ederim, anlayabilmişiz yine birbirimizi :)Sen de mutlu kal! :)
YanıtlaSilStummScream, kişisel olması çok normal değil mi ? "Bence"lerle kurulu bir yazıda genelleme yapmam zaten asla :)
Söylediklerinde haklı olabilirsin, daha doğrusu seni bu yeteneğinden ötürü gerçekten kutluyorum, ben pek öyle olamadım hiçbir zaman.. Ah o kişisellik yok mu, hep bundan :)
Kişisel dememin sebebi tavsiye babında yazdığın için söyledim =)
YanıtlaSilBöyle olamadığın, böyle olamayacağın manasına gelmez. Herşey senin elinde =)
Peki, anladım :)
YanıtlaSilBazen içimde iki varlık savaşıyor, hangisi galip gelirse onu yaşıyorum :) Ne diyelim, umarım.. (:
İrade ve canının istediği hep savaşır =)
YanıtlaSilDikkate alacağıma emin olabilirsin :) Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilNe demek =)
YanıtlaSilşarkı için teşekkurler ve güzel nasihatların ıcınde şirin yazar...
YanıtlaSilcanım çok güzel yazmışsın ama zamanla herşey değişiyor.yani bgn çok önemli ait oldugum şey yarın çok anlamsız geliyor.elinde olmadan yada bile isteye :D bazen sen sıkı sarılırsın ama karşı taraf duvardır nede güzel anlattım paylaşım başarılı eline sağlık nil:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, gayet de güzel anlattın :)
SilVe hoş geldin :)