22 Eylül 2011 Perşembe

İçimden Şehirler Geçiyor


Bildiğiniz üzere bu sene çok yolculuk yaptım.
Birkaç kez Çanakkale,sonra İzmir,şimdi de Muğla'ya gidiyorum..
Yani yarın akşamüstü gideceğim.
Blogu takip edenler bilir ki Muğla'da kim var?
E tabii ki "ablam" :)
İşte benim de hazır okulumun açılmasına bir buçuk,iki hafta varken,gitmek lazım değil mi ama?
Ben yokken burayı unutmayın yine de tamam mı?
Önümüzdeki hafta sonu görüşmek üzere hoş kalın,iyi kalın,mutlu kalın :)


Feridun Düzağaç'tan da bir şarkı gelsin o zaman benden size ;)  İçimden Şehirler Geçiyor

Kestikk!

20 Eylül 2011 Salı

Kız Çocuğu


Küçük bir kız çocuğuyum..
Duygularım,
Ufak ellerimden sadece biraz daha büyük..
Kan görmekten korkarım,bana acı verir..
Dünyanın bir başka yerinde bir başkasına da acı veriyordur belki..
Şimdilik küçüğüm,bana sadece acıyorlar..
Şimdilik..
Ama biliyorum,büyüdüğümde kaçacaklar benden..
Soluk tenimden ürkecekler,tenimden olmasa donuk bakışlarımdan..
Halbuki ben onlardan hiç ürkmedim..
Benden korkan,korkunç ruhlarından hiç mi hiç ürkmedim..
Küçük bir kız çocuğuyum..
Dünyanın bana yüklediğinden çok daha küçük..
Kan görmekten korkarım,bedenim kanar..
Ruhum bazen ondan da öte..
Ama yenerim belki..
Belki de sizin sayenizde..


* Bu satırları birkaç dakika önce yazdım.. Bunu neden yazdığımı,siz sormadan açıklayayım.
Aklıma takılan bir şey olmuştu bugüne kadar hep..
İnsanların şiirleri,şarkı sözlerini nasıl hissederek yazdığını düşünürdüm hep..
Mesela mutlu bir hayatı,mutlu bir aşkı olan insanlardan nasıl böyle hüzünlü ve anlamlı ayrılık şarkıları çıkar derdim..
Bugün biraz da olsa bunu anlamak için yazdım şu birkaç satırı..
Ve anladım..
Püf nokta,düşündüğün şeyin ya da kişinin yerine koymakmış kendini..Öyle birisini tanımasan bile,bu dünyada mutlaka birilerini ilgilendiriyordur yazdıkların..İşte O'nun gibi hissettin mi yazılıyormuş böyle şeyler..

Tabii sadece bu değil..Dünyada tonlarca minik çocuk hayata biraz da olsa geriden başlıyor..Doğduklarından itibaren mücadele etmeye mecbur kalıyorlar bir şeylerle..İşte onları düşündüm..
Dünyanın bir yerinde hiç tanımadığım,minik kız çocuğunu ..
Dilerim ki hiçbir çocuk ya da yetişkin,istemediği,mecbur kaldığı şeylerle mücadele etmek zorunda kalmaz..

Kestik.

18 Eylül 2011 Pazar

"Bizim Zamanımızda..."


Selamlar,sevgiler,saygılar canım blogdaşlarım.
Az önce eski yazdığım yazılara ve sizin yorumlarınıza doğru yol alarak bir nostalji yaptım,öyle çok yazasım geldi ki yeni bir şeyler..
Bu yüzden epeydir aklımda olan bir konuyu paylaşacağım sizlerle..
Bazı dönem insanları,her geçen gün yenilenen,büyüyen neslimiz hakkında..

Şimdi,eskiden büyüklerim,"ahh kızım,bizim zamanımızda devir şöyleydi,bizler böyle yapardırk,buna güler buna eğlenirdik..." dediğinde anlamazdım.İşte cahil,cühela,velet aklı olarak "şimdikinden nasıl güzel olur ki" derdim bazen içimden..
Ama aslında bu çok doğru bir şeymiş..Tıpkı "nerede o eski bayramlar"cümlesi kadar samimi ve gerçek..
Henüz genç olmama rağmen,o kadar iyi anlıyorum ki bana zamanında söylenen şeyleri..
Mesela benim anne-babamın zamanında siyah önlükler varmış..Zaman geçmiş değişmiş kıyafetler o,bu..Ve büyükler bahsetmeye başlamış,"bizim zamanımızda siyahtı önlükler" diye..
Şimdi,kendime bakıyorum..Benim zamanımda da maviydi önlüklerimiz..Ki ben hala ilkokullar mavi önlük giyiyor zannediyordum düne kadar..
Ama dün öğrendim ki ilkokullar artık etek-gömlek-kravat-yelekten oluşan takımlar giymeye başlamışlar..
İşte bunu duyunca kendime engel olamadan,istem dışı şunlar çıktı ağzımdan;
"Vay be,şimdi böyle mi giyiniyorlar?Bizim zamanımızda mavi önlük vardı..Üzerimize geçirir koşuştururduk.."
Sonra kendime dönüp "hayırdır Nil?" demedim değil tabi.
Neyse,mesela başka örnekler vereyim..
Ben küçükken her televizyonu açtığımda,sanki bir mucize gibi tüm ulusal kanallarda çizgi film olurdu..Ama öyle şimdilerin winks i gibi değil tabi..Şirinler olsun,temel reis olsun,red kitt olsun,sevimli kahramanlar falan bunlar vardı ve güzeldi.Gerçekten,bir "çocuk" için olan çizgi filmlerdi..Şimdiki çocuklarda gördüğüm şeylere hayretle bakıyorum..Özel çizgi film kanalları,büyü,sihir yapan kokoş kızlar,saatiyle dünyayı alt üst eden oğlanlar..uf,neler yok neler..
Zaten küçücük zihni olan yavrucakların aklını neden gerçekte var olmayan şeylerle doldururlar ki ?
Ki zamanın ,Ruhsar'ı bile benim üzerimde felaket bir etki yapmıştı..
Bunun olmayacağını bildiğim halde çaktırmadan ödevlerimi sihir yaparak bitirmeye çalışırdım,olmayınca da içten içe bir burukluk yaşardım yani..Yalan yok.

Sonra,atariler vardı,şimdiki ps'lar yerine..Orada süper mario,mortal kombat,power rangers falan oynardık,ne güzeldi ya!

Peki ya,çocukların üstün teknolojinin tutkunu olmasına ne demeli..Ben hiçbir çocukta,klasik o çocuk olmanın verdiği saflığı göremedim uzun zamandır..Hepsi sanki doğar doğmaz bilgisayar başına geçiyor ya da teknolojiye doğuyor resmen..
Çocuk dediğin başlarda saf olacak,hatta yanlış anlamayın,bunu kötü anlamda söylemiyorum,salak olacak biraz..El kadar çocuktan kim neyin üstün zekasını beklesin ki?Niye yaşamıyor yani o minik,güzel zamanını tüm saflığıyla,tüm şebekliğiyle..

Yaa işte dostlar,ben bunlara fena taktım..Yaşlanıyor muyum,ne oluyor?Yoksa dünya mı çok hızlı,çok büyük bir telaşla değişiyor ?

Dediğim ve diyeceğim odur ki; 80'ler ,90'larda çocuk olmak güzel şeydi..
O zamana dair tonlarca şey var aklımda ama hangi yazıya sığar ki o güzellikler :) Yine de,sizin de içinizde varsa o zamanlardan kalma hikayeler buyurun yazın..
Ben sizin gözlerinizi daha fazla yormadan kapatıyorum bu yazıyı burada..


" Bizim zamanımızda,yazılar öyle Cut! diye bitmezdi,Kestik! diye biterdi =) "

Kestik ! ;)

♫♫♫*

                Sıradaki parça,günü çok güzel geçenlere gelsin ;)  

                          

♫♫♫♫♫

15 Eylül 2011 Perşembe

Altın Vuruş


Bilirsiniz ki,"her güzel şeyin bir sonu vardır." gibi bir klişe var.
İşte bu biten güzel şeylerden bir tanesi içime oturuyor,üzülüyorum yenilerine şahit olamayacağız diye..
Görselden de anladığınız üzere Teoman'ın müziği bırakmasından bahsedeceğim biraz geç de olsa.
Şimdi efendim,böyle güzel şarkılar ortaya çıkaran,böyle güzel konser performanslarına sahip olan bir adam neden tutar da müziği bırakır..
Tamam yorulmuş ya da artık istediği şeyleri insanlardan bulamıyor olabilir ama biz sevenlere yazık değil mi mesela?
Ne gönülçelenler,daha on yediler,rüzgar gülleri geçti bizim dudaklarımızın arasından..
Ama işte bizim sevgili toplumumuz,yine yargılamalara maruz bıraktı insanları..
İnsanların yaşam tarzıyla,yaptığı işi yine birbirine karıştırdı,yine hepsini bir değerlendirdi..
Teoman'ın müziği bırakışının,pek tabii insanların düşündükleriyle alakası olmayabilir de.
Ama benim hep sinirimi bozan bir şey olmuştur.Teoman,Okan Bayülgen gibi insanların hayat şekilleriyle, yaptıkları işleri birbirine karıştıran "zihniyet"lerin düşüncesizliği..
Neyse,sonuçta adam müziği bırakmış ve bundan sonra fotoğrafçılık yaparak geçimini devam ettirecekmiş..Güzel fotoğraf da çekebilir aslında,bakalım görürüz belki..

Ama asıl nokta,müzik alemini bırakırken bir nevi altın vuruş yapmış olması..
Son albüm o kadar dingin,güzel ve huzurlu ki..
Sanki,"an,benim yorulduğum andır." der gibi..Şarkılarda,Teoman'a özgü hırçınlık,asilik yok gibi..
Güzel bir kapanış yaptı yani Aşk ve Gurur albümüyle..Sakin bir kapanış..
Eski şarkılarınla yetinip,seni özleyeceğiz Teo ;)

(fotoğraf,Mehmet Turgut'un ellerinden çıkmıştır.ellerine sağlıktır.)

Kestik !

13 Eylül 2011 Salı

Şans Dileyin!



Ben çok güzel bir şey yaptım..
Şimdilik söylemiyorum size..Eğer gerçekleşirse buraya da aktaracağım..
Ama sizden bana şans dilemenizi istiyorum :) 
Çünkü bundan sonrası benim elimde değil..