20 Eylül 2012 Perşembe

Mimliyiz, Mimliler, Mimli

                                                 (Görsel içimden geldi)

Hey, blogdaş naber?
İyilik benden de işte. Canpare arkadaşım ve blogdaşım olan Sercancığım bana mim selamı yollamış yine :)
Yazmama ön ayak oluyor böylece, teşekkür ediyorum ona :)

Haydi şöyle geçelim.

***

Favori rengin?

Favori rengim ?? Aslında böyle tek bir cevap verilmesi gereken sorularla karşılaşınca geriliyorum ben. Yorum adamıyım yani. Adamıyım derken öyle değil. Aman neyse olmadı zaten hiç. Tek cevap vermesem olmaz mı ? Tabii ki olur.
Siyah severim, mavi severim, beyaz severim, bordo severim, gri severim. Fakat siyahın yeri bi farklıdır, her şeye uyum sağlar, asildir falan.

Favori hayvanın?

Hepsine bayılırım. Hayvanlar çoğu insandan daha güzel çünkü.
Gel gelelim ki; o köpekler yok mu o köpekler. Çok seviyorum kerataları.

Favori sayın?

Henüz çok bi hayrını görmüş olmasam da 6 ve 11 .

Facebook? Twitter?

İkisi de benim bebeklerim geyiğini yapayım mı ? Tamam, yapmıyorum.
İkisinin de farklı farklı yönleri var ama sanki artık Twitter daha bi "sosyal medya" temsili, aracı gibi geliyor.

Tutkunuz?

Gerçek tutkuyu bulmak. Vuu.
Şaka maka bu aralar en büyük tutkum gelecekteki beklediğim, umduğum iş olanakları. Hayal ettiğim gibi olursa güzel olur be. Olsun be. He ?

Hediye almak mı, vermek mi?

Lafı uzatıp kibarlık yapmanın alemi yok. Almak elbette :) Amaa, sevdiğim birisinin gerçekten çok istediği bir şeyi bulduğumda, onu o kişiye almak çok hoşuma gidiyor.  Kibarlık yapmaksızın "gerçekten" çok seviniyorlar ya hani o an, bayılıyorum işte ona :)

Favori günün?

Cuma - Cumartesi.

Favori çiçeğin?

Papatya ve Nergis. Hele Nergis öyle güzel kokuyor ki, mmm.


Ben de bu mim i , yazıyı ilk okuyup yorum yapan blogdaşıma aktarıyorum ( doğal olarak Sercan hariç :P ) . Kimse yorum yapmazsa da napalım artık, beğenen kapsın :)

Hoş kalın.

Cut.

13 Eylül 2012 Perşembe

Mim Var Dediler Geldim

Selaam blogdaşlar. İzmirden yepyeni geldim daha. Güzel bi tatildi, yer yer sıkılsam da iyiydi işte.
Canparem ablamı nişanladık mesela. Yerim onu ben.
Neyse, şimdi yeniden döndüm buralara ve baktım ki Sörcınım beni mimlemiş.  Hemmen şimdi onun mim'ine icabet ederek, yeniden aranıza dönme yazısını da yazmış bulunmak istiyorum.
Haaydin başlayalım.

Günün nasıl geçti?

Günüm güzel geçti. İzmir'den yeni dönmüş olma yorgunluğu vardı üzerimde biraz. Ama pek sevdiğim arkadaşım Tolga ile Benzin'e gittik. Çok şahane olmuş. Dekor falan şahaneydi, bayıldım. Sonra Ahmet'ler geldi başka yere geçtik falan, iyiydi yani.

İsim vermeden bahset; 

Haani kuşlaaar ağaçlaar, binbir renkli çiçekleeerr diyip kapatalım konuyu.

Neden hep cam kenarı?

Cam kenarı güzel bir yer çünkü. Geçmek isteyen insana yer verip rahatsız olma durumun yok. Kulaklığı takıp sessiz sakin yolunu izlersin mesela paşa paşa. O esnada bir şeyler düşünürsün, hayal falan kurarsın. İyidir yani. Ama bir de koridoru düşünelim. İnecek olana yer verme çilesi var. Hadi onu geçtim cam kenarına yola göz takılma durumu varken; koridor tarafında, yanında oturan kişinin uğraştığı şeye gözün takılıyor. Onun kitabına salça olmak, ya da anlamsız yere adamın mesajına göz kayması gibi. Bunları tabii yaptığım için söylemiyorum he yanlış anlaşılmasın. Maruz kalmıyor değiliz.

Bugün kendin için ne yaptın?

Bugün kendim için; arkadaşımla sohbet edip hasret giderdim, nargile içtim, batak oynadım. Evet bunları kendim için yaptım.

Twitter Anasayfa'nı aç, gözüne ilk takılan!







Evet, küfür ediyorum şu an.

Düşün ki o bunu okuyacak;

O, bu, şu, bizler, sizler hepimiz okuyalım ne güzel işte.

Kahkaha atmana neden olan karikatürler : 























Klavyeye bakmadan bir şeyler yaz:

Şu facebook oyu n isteklerinden bıktym usandım.

Cümle düşün, sonra yerlerini değiştirerek yaz:

konserini lansman Ceylan Ertem'in bugünkü kaçırdım.

Ctrl+V yap: 

http://www.youtube.com/watch?v=FzJ7oSK_kOU&feature=share

Ben de bu mim esnasından çok eğlendiğimi belirtmeliyim. Sercancığıma teşekkürlerimi sunarak . Ben de mim i  Bengü ' ye aktarıyorum.  Hoş kalın.

Cut.